Ne garip bir dünya bu.
Bir zamanlar İzmir’in dağlarında çiçekler açardı.
Şimdi o dağlar kapkara kül yığını.
Günlerce yandı İzmir.
Cayır cayır, alev alev.
Ormanlar kül, canlılar telef oldu.
İnsanlar evsiz barksız kaldı.
Ve o yangının hemen karşısında, Güzelyalı’da futbol coşkusuna sahne oldu İzmir.
Hayat böyle birşey işte.
Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız baharbahçe!
Maça gelince.
Göztepe 5’li savunma ile kalesini sağlama almaya çalışırken, Fenerbahçe uzun bir aradan sonra çift santrforla oynadı.
Mourinho 4-4-2 düzeninde Dzeko ile En Neysri’yi birlikte görevlendirdi.
Kanatlarda Tadic ile Maksimin, orta sahanın merkezinde ise Szymanski ile İsmail Yüksek vardı.
Fenerbahçe’nin ofansif yönü çok yüksek bu kadrosu ilk yarıda pozisyon bulmakta zorlandı.
Çünkü karşısındaki sağlam savunmayı boğacak bir ön alan baskısı kuramadı.
Kopuk kopuk bir görüntü sergiledi.
Geri dönüşleri yapmakta zorlandı.
Ama 45+3’de Dzeko’nun penaltıdan attığı ilk golden sonra Fenerbahçe futbol oynamaya başladı.
Penaltının oluşumunda En Neysri’nin Osayi’ye verdiği pas muhteşemdi.
Bu penaltıdan bir dakika sonra Tadic boş kaleye atamazken, devrenin son saniyelerinde En Neysri Szymanski’nin muhteşem pasında Fenerbahçe formasıyla ilk golüne imza attı.
En Neysri bu tür kafa golleriyle tanınıyor ve bu gollerini Süper Ligde çok göreceğiz sanıyorum.
Ancak ilginçtir, Mourinho takımının oyunundan memnun kalmamış olacak ki, Dzeko’nun penaltı atışından önce soyunma odasına gitti ve iki golü de göremedi.
Sarı Lacivertliler devreyi son 4 dakikadaki futboluyla 2-0 önde kapatırken, Göztepe 45 dakika çok iyi götürdüğü maçta uzatmalarda yenik duruma düştü.
Oysa İzmir ekibi yediği gollerden önce hızlı çıkışlarıyla etkili de olmuştu.
İkinci yarının başında yine ilginç bir olay yaşadık.
Fenerbahçe başkanı Ali Koç, deplasman tribününe Fenerbahçeli taraftarların alınmaması gerekçesiyle saha kenarına inerek taraftarının yanına gitti.
Bu sırada Göztepe tribünleriyle tatsızlık yaşandı ama neyse ki, olay büyümeden bastırıldı.
Fenerbahçe ikinci yarıya da aynı görüntüde başladı.
Hücumda saman alevi gibi yanıp söndü. Sürekliliği yoktu.
Atakları yavaş, düşük tempoluydu.
Mourinho kenarda hop oturup hop kalkarken, Göztepe golü atıverdi.
İzmir ekibi geçen hafta Antalya deplasmanından duran toplarda nasıl etkili olduğunu göstermişti.
68.dakikada Tijanič’in kornerinde Koray kafayla Fenerbahçe ağlarını havalandırdı.
Golle birlikte Göztepe daha da yüklenmeye başladı.
Özellikle son 10 dakika sağlı sollu kornerlerle Fenerbahçe kalesini adeta ablukaya aldılar.
Bu bölümde Livakoviç’in çok önemli iki kurtarışı var.
Fenerbahçe tel tel dökülürken, Göztepe akın akın geldi.
Gol geliyorum diyordu, 90+5’de Rumulu ile geldi ve eşitlik sağlandı: 2-2
SonuçtacFenerbahçe 2-0 öne geçtiği maçı kazanamadı.
Ben taraftarın da, bu futboldan çok endişeli olduğuna inanıyorum.
Bu kadar kaliteli bir kadronun bu kadar yavaş, bu kadar ahenksiz ve bu kadar kısır bir futbol oynaması düşündürücü.
Bu gidiş, iyi gidiş değil.
Fenerbahçe’ye iki puan kaybettiren ismi açıkladı
Posted by